Saç dökülmesi kişilerin özgüvenini ve yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyen bir durumdur. Özellikle alopesi areata ve androgenetik alopesi en sık görülen saç dökülmesi tipleridir. Bu hastalıkların tedavisinde farklı tedavi yöntemleri mevcuttur. Ancak bu tedavi yöntemleri ile ilgili standart protokoller ve yazarlar arasında fikir birliği yoktur. Androgenetik alopesi (AGA) tedavisinde en sık kullanılan topikal minoksidilin günde iki kere kullanılması zahmetli bir uygulama olup irritasyon riski vardır. Minoksidilin ani kesilmesi tekrar saç kaybına neden olmaktadır. Sistemik antiandrojen ilaçlar yüksek yan etkilerinden dolayı pek önerilmemektedir. Oral finasterid erkek hastalarda etkinliği kanıtlanmıştır ancak bayan hastalarda kullanımı tartışmalıdır. Saç ekimi pahalı bir yöntem olup birkaç seans tedavi gerekebilir. Alopesi areata (AA) tedavisinde kullanılan intalezyonel steroid tedavisi etkilidir ancak deri atrofisi gibi yan etkileri mevcuttur. Sistemik kullanılan steroidler ya da immunsupresif ajanlar hastalıkta tam kür sağlamayabilir. Ayrıca bu ilaçlar yan etkilerden dolayı sık kullanılamazlar.
Bu hastalıklarda medikal tedaviler her zaman etkili olmayabilir ve hastalar sürekli yeni tedavi arayışlarına girmektedir. Mezoterapi ve Trombositten Zengin Plazma (Plateletrich plasma, PRP) yöntemleri ise son yıllarda kozmetik dermatolojide giderek artan sıklıkta kullanılmaya başlanmıştır. Her iki yöntem, literatürde saç hastalıkları ile ilgili yeterli sayıda kontrollü çalışma olmamasına rağmen uygulanmaktadır. Bu derlemede saç dökülme tedavisinde kullanılan mezoterapi ve PRP yöntemleri ile ilgili literatür bilgileri gözden geçirilmiş ve derlenmiştir.
Alopesi tedavisinde mezoterapi
Mezoterapi; çok küçük ilaç dozları ile problemli bölgelere uygulanan intrakutan veya subkutan enjeksiyon işlemidir. Kullanılan ilaçlar sıklıkla doğal bitki ekstreleri, homeopatik ajanlar, vitaminler, mineraller ve farmasötiklerdir. Mezoterapi yöntemi kozmetik dermatolojide, romatolojide, spor hekimliğinde, nörolojide kullanılmaktadır. Bu minimal invaziv işlemin en önemli avantajları küçük ilaç dozlarında tedavi etmek ve ilaçların sistemik yan etkilerinden korunmaktır.
Kozmetik dermatolojide mezoterapinin kullanım alanları
1. Bölgesel zayıflama-lipoliz
2. Cilt gençleştirme
3. Saç dökülmeleri
4. Selülit tedavisi
Mezoterapinin etki mekanizması ile ilgili teoriler
- Pistor’un refleks teorisi: Mezoterapi dermal seviyedeki inhibitör mekanizmaları etkileyerek lateral meduller seviyedeki “visseral-medullerserebral” yoldaki reaksiyonları etkiler. Bu dermal inhibitör stimülüs hem mekanik (iğneler yoluyla) hem de ilaçların farmakolojik etkiler yoluyla oluşmaktadır.
- Mikrosirkülatuar teori: Mezoterapi ajanları hasarlı dokudaki lokal mikrosirkülasyonu uyarır.
- Mezodermik teori: Dermisde bulunan immun sistemle ilgili hücreleri etkiler.
- Üçüncü dolaşım teorisi: Mezoterapi ajanlarının interstisyel doku yardımıyla daha derin dokulara ulaşması sağlanır ve hedef dokularda daha yüksek konsantrasyonda bulunmasını sağlar, tedavi edici etkileri artmış olmaktadır.
Saç dökülmesi tedavisinde mezoterapide kullanılan ilaçlar
1. Saç büyümesine etki edenler
Minoksidil: Antihipertansif bir ilaçtır ve androgenetik alopeside FDA tarafından ilk onaylanan moleküldür. Minoksidilin saç gelişimindeki etki mekanizması tam olarak anlaşılamamıştır. AGA’da saçlı deride kan akımı azalmaktadır. Minoksidil periferik arteriollerde direkt vazodilatör etki sağlayarak derideki kan akımını artırmaktadır. Yapılan çalışmalarda minoksidilin kıl folikül matriks hücrelerine ya da dermal papilla üzerine direkt etki ettiği, hücre kültürlerinde epitelyal hücre proliferasyonunu artırdığı gösterilmiştir. Dermal papillada bulunan prostaglandin endoperoksidaz enzimi saç gelişiminde önemli olduğu bildirilen çalışmalar bulunmaktadır. Michelet ve ark. minoksidilin bu enzimi aktive ederek saç gelişimini sağladığını bildirmişlerdir. Minoksidil dinlenme fazındaki folikülleri aktive ederek foliküler büyümeye neden olmaktadır. Minoksidilin %2 ve %5 lik topikal formları ile yapılan kontrollü çalışmalarda plasebodan etkili olduğu saptanmıştır.
Finasterid: 5 α-redüktaz enzim inhibitörüdür. Selektif olarak deride androjen aktivitesini engeller. Oral kullanılan formunun AGA’da etkili olduğu gösterilmiştir.
Dutasterid: İkinci jenerasyon 5α-redüktaz inhibitörüdür. Finasterid sadece tip 2 izoenzimi inhibe ederken, dutasterid her iki izoenzimi inhibe etmektedir.
Vazodilatör etkili: Buflomedil, dihidroergotoksin, xantinol, nicotinate, peridil-heparin, mesoglycan-sodyum, prokain.
Prokain: Anestezik ve vazodilatatör etkili bir ilaçtır. Diğer ilaçların absorbsiyonunu arttırır.
Fonzylane: Buflomedil içerir. Prekapiller sfinkterleri açarak mikrosirkülasyonu arttırır. Vazoaktif etkilidir.
2. Oligoelementler: Çinko, magnezyum, bakır, selenyum. Destek tedavide kullanılabilir; Çinko (Zn) ve kükürt (S); yağlı ciltlerde, Bakır (Cu) ve Gümüş (Ag); enzimatik, hücre metabolizmasını uyarmak için etkilidir.
3. Vitaminler: Biotin, tiamin, pridoksin, riboflavin, vitamin A, askorbik asit.
Vitamin A (retinoik asit): Epidermal hücrelerin büyüme fonksiyonlarında ve keratinizasyon prosesinde regülatör etkilidir. Dermisdeki fibroblastik aktiviteyi arttırır ve yeni kollagen yapımına neden olur.
Vitamin C: İmmun sistemi güçlendirir. Dokuları serbest radikallerin hasarında korur. Antioksidan etkilidir.
4. Etkisi bilinmeyenler:X-Adene: Somon sütünden elde edilen ve insan DNA’sına çok benzeyen “yüksek polimerize DNA” dır. 2,5 cc flakonlarda jel kıvamında bulunurlar. İçeriğinde B vitamini kompleksi bulunmaktadır;
B1 vit (Tiamin): Mikrosirkülasyonunu arttırarak, karbonhidrat metabolizmasına yardımcı olur.
B2 vit (riboflavin): Vücudun oksijen kullanımı ve karbonhidrat, yağ ve aminoasit metabolizması için gereklidir.
B6 vit (pridoksin): İmmun sistem için yardımcıdır.
B5 vit (pantotenik asit): Sağlıklı deri, kas ve sinir sistemi oluşumunda yardımcıdır. Saçların grileşmesini ve kırışıklık oluşumunu önler.
B3 vit (nikotinik asit): Hücrelerde enerji salınımını düzenler, sirkülasyonu düzenler ve sağlıklı cilt oluşumuna yardımcı olur.
Dexpantenol: Saç yapısında, kalınlığında ve renginde iyileşme etkisi, karbonhidrat metabolizmasında önemli rol oynamaktadırlar, sebore üzerine olumlu etkileri vardır.
Centalla asiatica: Dermal fibroblast ve kollajen üzerinde stimülatör etki
Plesanta ekstratları: Biyostimülan etkili olduğu öne sürülmektedir.
Silicon (conjonctyl): Konnektif dokuda rejeneratif etkisi vardır. Saçta en fazla bulunan elementtir. Yaşla birlikte saçtaki miktarı azalır ve eksikliği saç dökülmesine neden olmaktadır.
Saç dökülme tedavilerinde (dökülme tipi ne olursa olsun) tedavi protokolü genellikle aynıdır. Saçlı deride 0,5-0,6 mm derinlikte yapılan multipl intradermal injeksiyonlar şeklinde uygulanır. İlk 4 hafta için haftada 1 seans uygulama ile başlanır ve ardından aylık idame tedaviler önerilir. İdame tedavi sayısı olgudan olguya değişkenlik gösterebilir. Tek bir seansta tüm saçlı deri için en fazla 5 cc ürün kullanılmaktadır.
Saç mezoterapisi ile ilgili literatürdeki ilk çalışma Abdallah ve ark.’na aittir. Bu çalışmada androgenetik alopesi olan 28 erkek hastaya dutasterid içeren karışımlar injekte edilmiştir. 11 hafta süren tedavi sonunda çekme testi, hasta ve doktorun değerlendirme sonuçlarına göre mezoterapi tedavisi etkili bulunmuştur. Moftah ve ark. yaptığı ikinci bir çalışmada kadın tipi-androgenetik alopesi olan 126 hasta iki gruba ayrılmıştır. Bir gruba Dutasterid içeren bir ürün, diğer gruba ise serum fizyolojik içeren bir ürün enjekte edilmiştir. Toplam 16 haftalık tedavinin ilk sekiz haftasında haftada bir seans, sonraki iki seans iki haftada bir uygulanmış ve dört hafta sonra son seans mezoterapi yapılmıştır. Tedavi etkinliği için fotoğraflama, çekme testi, mikroskobik olarak kıl çapı ölçümü ve hasta mennuniyeti değerlendirilmiştir. Tüm değerlendirmeler sonucunda dutasterid grubunun tedaviye yanıtı, serum fizyolojik grubuna göre istatistiksel olarak daha etkili bulunmuştur. Her iki çalışmada saçların dökülme süresi ile tedavi etkinliği arasında ters bir bağlantı olduğu vurgulanmıştır. Androgenetik alopeside histolojik olarak foliküler mikroinflamasyon, fibrozis ve ilerleyen dönemlerde foliküler destrüksiyon görülmektedir. Yapılan çalışmalar, fibrozis evresine ilerlemeden yapılan erken dönem tedavilerinin daha iyi sonuçlar verdiği saptanmıştır.
Saçlı deriye yapılan mezoterapilerin yan etkileri genellikle tolere edilebilen yan etkilerdir. Baş ağrısı, kaşıntı ve eritem sık görülen yan etkilerdir ve birkaç gün içinde geçer. Yanlış injeksiyon tekniği ya da uygun olmayan koşullarda yapılan mezoterapi uygulamalarına bağlı atipik mikobakteryel infeksiyonlar, atrofi, yabancı cisim granulomu, ülserler, skar oluşumu, nodülarite görülebilir. Kullanılan ilaçlara bağlı hipersensitivite reaksiyonu da nadir komplikasyonlar arasındadır.
Literatürde alopesi tedavisinde uygulanan mezoterapi yöntemine bağlı komplikasyonlara ait iki yayın bulunmaktadır. Kadry ve ark. saçlı deriye uygulanan mezoterapi uygulanan bir kadın hastada uygulama alanında multifokal abseler ve skatrisyel alopesi geliştiğini bildirmişlerdir. Bu komplikasyonun yanlış uygulama tekniğine bağlı geliştiği öne sürülmüştür. Duque-Estrada ve ark.’nın çalışmalarında androgenetik alopesi nedeniyle mezoterapi yapılan iki kadın hastanın birinde skatriyel alopesi ve diğerinde reversibl alopesi geliştiği bildirilmiştir. Skatrisyel alopesi gelişen hastada kullanılan vazodilatör etkili mesoglykan (bir heparinoid derivesi) adlı madde suçlanmıştır. Literatürde bu ilacın sistemik alımına bağlı alopesi olguları bildirilmiştir. Reversibl alopesi gelişen hastada sadece homeopatik ürünler kullanılmıştır, bu ürünlerin hangi mekanizma ile alopesi yaptığı açıklanamamıştır.
Mezoterapi yöntemi saç dökülme tedavisi olarak son yıllarda popüler hale gelmiştir. Ancak tedavinin etkinliğini kanıtlayan yeterli sayıda kontrollü çalışmalar bulunmamaktadır. Mezoterapide kullanılan ilaçların etki mekanizmaları, farmakodinamik özellikleri ve tedavi protokolleri ile ilgili bilimsel veriler yok denecek kadar azdır. Minoksidil ve finasterid dışında kullanılan diğer moleküllerin tedavideki rolü tartışmalıdır. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki kurallara göre mezoterapi metodunu hiçbir endikasyonda önermemektedir. Hastalık kontrol komitesi (CDC) sadece FDA onaylı ürünlerin, uygun aseptik teknikle, yeterli kontrol önlemi alınması koşulu ile yapılmasına izin vermektedir.