Ragab ve ark.nın 2020 tarihinde yayınladığı bir çalışmada Alopesi Areata tedavisinde PRP’nin intradermal, mikroiğneleme ve fraksiyonel CO2 lazer sonrası yerel uygulamaları karşılaştırılmıştır. Her grupta 20 hasta olmak üzere toplam 60 hastanın prospektif değerlendirildiği çalışmada; A grubuna; intradermal PRP enjeksiyonu, B grubuna; 9-11W, 200 μm aralıklı Fraksiyonel CO2 lazer sonrası yerel PRP uygulaması, C grubuna ise; 1,5 mm derinliğinde Dermaroller ile oblik, dik ve yatay bir çok geçiş sonrası yerel PRP uygulanmıştır. Ayda bir kez, 3 seans tedavi sonrası ve takiplerde araştırıcı klinik değerlendirilmesi ve hasta memnuniyeti sonuçlarına göre her 3 grupta da tedavi başarılı ve benzer etkinlikte saptanmıştır. Uygulanan tedaviden bağımsız olarak en çok sakal bölgesi, ikinci sırada da verteks bölgesine yerleşimli alopesik yamalarda tedavi başarısı daha yüksek bulunmuştur. İşlem öncesi yerel anestezik uygulanmış olmasına karşın en çok intradermal enjeksiyon, en az da mikroiğneleme grubunda işlem sırasında ağrı şikayeti olmuştur. Ayrıca hangi tedavi gruplarında olduğu belirtilmemiş geçici ve hafif kızarıklık, ödem, kaşıntı, ekimoz, başağrısı ve kabuklanma gibi yan etkiler de not edilmiştir.
Lee ve ark. tarafından yürütülen 6 dirençli alopesi areata hastası içeren başka bir çalışmada da; 3 hastaya metil aminolevulik asidin (MAL) emilimini artırmak için mikroiğneleme ile birlikte 3 hastaya mikroiğnelemesiz MAL ve sonrasında ışık ile fotodinamik tedavi uygulanmıştır. 4 hafta ara ile 3 seans uygulanan tedavi sonrası 2 grupta da saç çıkışı izlenmemiştir.
Ek olarak sıklıkla yerel PRP ve kortikosteroidlerin mikroiğneleme ile başarılı sonuçlarını bildiren sınırı sayıda çalışma mevcuttur. Genel olarak alopesi areata çalışmalarında erkeklerde kadınlardan daha yüksek etkinlik bildirilmiştir.
Literatürde mikroiğnelemenin alopesi areata tedavisinde yerel ilaçların emilimini artırmak dışında ek katkısını gösteren yeterli çalışma mevcut değildir. Özellikle son zamanlarda Alopesi areata tedavisinde umut vaad eden JAK inhibitörü (tofasitinib, ruxolitinib..) gibi ilaçlar sistemik olarak oldukça etkili sonuçlar gösterirken yerel kullanımlarında etkinlikleri gösterilememiştir. İster hazır ilaç emdirilmiş ya da emdirilmemiş iğneler ile yapılacak olan mikroiğneleme yöntemi; JAK inhibitörlerinin emiliminin artırılması ve olası sistemik yan etkilerinin önüne geçebilmesi açısından önem arz etmektedir. Tüm bunlar ile beraber alopesi areata tedavisinde önemli yeri olan kortikosteroidlerin de mikroiğneleme ile birlikte kullanılmaları yerel kullanımlarından daha etkili, lezyon içi kullanımlarından daha az ağrılı ve sistemik kullanımlarından da oldukça güvenli olduğu gözlemlenmiştir. Mikroiğneleme; alopesi areata tedavisinde tek başına kullanımından ziyade yerel ilaçların emilimini ve etkinliğini güçlendirmek amacı ile yer bulacak bir tedavi yöntemi olacağı tahmin edilmektedir.
Kaynak: Pubmed